Avrupa Birliği, her sektörün, her alanda ürettiği her ürünü norm altına alıyor. Normlaştırma eylemi, komisyonların yaptığı çalışmalar ve uzun toplantılar sonucunda, olabildiğince uyumlu bir şekilde ve geniş çapta uygulanıyor. Bu ürünlerin norm altına alınmasındaki kılı kırk yaran titizlik, hayranlık verici bir düzeyde.
01 Mart 2006 ‘dan başlayarak tentelik kumaştan ve brandadan yapılan güneşlik ve storlar için yeni bir norm yürürlüğe girdi. Normun Numarası DIN EN 13561. Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, Avrupa Pazarlarında norma uymayan ürünleri ivedilikle toplatılacaktır.
Her şeyden önce, DIN EN 13561 Normu Avrupa Birliği’nin makineler ve inşaat ürünleri için öngördüğü güvenlik taleplerini daha da kesinleştiriyor. Bu kurallar, tüketicinin güvenliği ve sağlığı için ürünlerde aranması gerekli olan en düşük koşulları tanımlamaktadır.
Bu normun gündeme gelmesinde ve yürürlüğe konmasında tek etken olarak, Avrupalı stor ve güneşlik üreticileri başrolü oynadı. Özellikle, Almanya’nın Pazar önderi durumunda olan markiluxR firmasının olayın başını çektiğini söyleyebiliriz.
Güvenlik konusuna büyük ağırlık veren Avrupa Normu aslında çok geniş düzeydeki bir uygulamayı da beraberinde getiriyor.
Yeni Avrupa Normu DIN EN 13561 güneşlik sistemlerinin montajı, kullanılması, bakımı sırasında aranan güvenlik taleplerini de kurallara bağlıyor. Yeni norm ayrıca rüzgâra dayanıklılık, su toplanmasına dayanıklılık, sistemi işletmek için gereken kuvvet, sistem mekaniğinin ömrü, kullanılan malzemenin ömrü ve sistemin optiği konusundaki kalite düzeylerini saptayıp, bunların nasıl işaretleneceğini de belirliyor. Normun temel parçalarından biri de, eski normlara göre üretilmiş olan malların yeni norma uyarlılıklarının değerlendirmesi bölümü. Yeni normlara göre tekrar hazırlanmalıdır. Üretici herhangi yeni bir ürünü piyasaya ya da tüketiciye sunmadan önce, yeni ürününün Avrupa normunun esaslarına uyup uymadığını bizzat kendi kontrol etmek zorunda olduğu gibi, elindeki ürünlerin de uyarlılığı için gerekli olan değişiklikleri yapmak zorunda. Hazırlatacağı bir uygunluk belgesiyle bunu onaylattırması gerekiyor. Ancak bu koşul sağlandıktan sonra ürünün üzerine, son tüketicinin okuyabilmesi için, bu üründe aranan he tür güvenlik talebinin yerine getirildiğini gösteren bir CE –işareti vurulmasına izin veriliyor. CE İşareti Fransızca ’da, Avrupa Birliği anlamına gelen Communute Europeenne’nin kısaltılmışı.
ALET VE ÜRÜN GÜVENLİĞİ YASASI
Teknik araçlar ve tüketiciye sunulan el aletleri konusunda, her ülkenin kendi ulusal düzeyinde geçerli olan bir yasası vardır. Ulusal standartları belirleyen kurallara bizlerde ülke olarak uymak zorundayız.
İşte, tüm bu nedenlerle yeni çıkarılan Alet ve Ürün Güvenliği Yasası (GSPG),tüm diğerlerini yürürlükten kaldırarak yeni bir dönemi başlatmış oldu. Bu yasanın ana noktası şuydu: ’Avrupa Birliği sınırları içinde üretilen hiçbir ürün ya da aletten gelebilecek sağlık ya da yaşam tehlikesi kabul edilemez. Bu konuda haklı olarak kuşku uyandıran malların pazara çıkarılması yasaklanır ve pazara çıkarılması yasaklanır ve pazara çıkartılmış olanlar da hiç beklenilmeden toplatılır. Yeni ürün hazırlayan her üretici ve tasarımcı, bu konudaki aklayıcı kanıtları kendi eli ve gayretiyle hazırlamak zorundadır’’
Ayrıca yasa, her ürünün kimin tarafından üretildiğinin hemen anlaşılabilir durumda olmasını da emretmektedir. Yani ürüne bakan onu kimin ürettiğini hemen görebilmelidir. Bu önemli noktaların standart şekilde nasıl etiketlenecekleri de ayrıca kurallara bağlanmıştır. Yeni yasa Ulusal kanunlara göre değil. Avrupa Birliği yasalarının öngördüğü güvenlik standartlarına göre hazırlanmış bulunuyor.
Alet ve Ürün Güvenliği Yasası (GSPG) ,aynı zamanda, piyasaya sürülen her özel malın kendine özgü hangi güvenlik standartlarını taşıması gerektiğini de gösteriyor. Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle tüm ulusal ürün güvenliği yasaları, el aletleri güvenlik kuralları ile birlikte Avrupa Birliği içindeki ülkelerin yerel makine üretim kuralları, inşaat ürünleri yasaları, elektro-manyetik dayanıklılık standartları, düşük gerilim elemanları standartları ve benzerleriyle ilgili her tür standart, kural ve yasa yürürlükten kaldırılıyor, GSPG bunların hepsinin yerine geçiyor. Yeni yasa, tüm bu ürünlerin Pazara sürülmeden önce gerekli testlerden geçirilerek, CE –işareti ile etiketlenmelerini de zorunlu kılıyor.
Sonuç olarak bu konulardaki merakımızı gidermek ve bir yerde de geleceğe güvenle bakmak istiyorsak, ürettiğimiz her mal üzerinde Avrupa Normlarıyla Ulusal Standartlarımızı karşılaştırılmalı ve kendi ürünümüzde bu standartları ne ölçüde uyguladığımıza tarafsız bir şekilde karar vererek gereken düzeltmeleri yapmalıyız…
Tente, Branda deyip geçmeyelim, Sektörümüzün daha iyi bir şekilde tanınması için Bizler Türk Üreticileri olarak ürünlerimize sahip çıkmalı, belli kuralları uygulayıp, Dünya pazarlarında söz sahibi olmalıyız. Bunun içinde Sektör olarak birlikte ele ele verip Ulusal normlara ulaşmamız şarttır.